Antalya Kent Konseyi Emekliler Meclisi’nin Yaşlılıkta Doğru Beslenme seminerine yoğun
ilgi oldu. Seminer öncesi egzersiz öğretmeni eşliğinde 10 dakikalık göz ve omuz egzersizi
yapıldı.
Her ay farklı konulu seminer gerçekleştiren Antalya Kent Konseyi Emekliler Meclisi’nin
Aralık ayında düzenlediği ‘Yaşlılıkta Doğru Beslenme’ konulu semineri, Kent Konseyi
Toplantı Salonu’nda gerçekleşti. Semineri çok sayıda kişi ilgiyle izledi.
‘YAŞIN İLERLEMESİ DEĞİL AMA YAŞLANMA GECİKTİRİLEBİLİR.’
Akdeniz Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük Eğitimi Bölümü Spor Sağlık
Bilimleri Anabilim Dalı öğretim üyesi Dr. Neşe Toktaş doğru beslenme konusunda önemli
bilgiler verdi. Konuşmasının başında aktif yaşamın ve doğru beslenmenin önemli olduğunu
vurguladı.
Yaşlanma: Anne karnından başlayarak yaşamın sonlanmasına kadar devam eden bir
süreçtir. Zamana bağlı olarak, hastalık söz konusu olmaksızın Vücut yapısında, organlarda
ve organların fonksiyonlarında bir takım değişiklikler ortaya çıkmaktadır. Bu
değişikliklerin büyüklüğü ve hızı; Kalıtım, Yaşam şekli, Beslenme gibi birçok faktörden
etkilenir. Yaşın ilerlemesi değil ama yaşlanma geciktirilebilir.
Yaşın ilerlemesi ile vücutta birçok değişiklik olduğunu belirten Toktaş, bu
değişiklikleri şu şekilde sıraladı:
Beslenme Durumunu Etkileyen Faktörler
Vücut bileşiminde, Gastrointestinal sistemde, Sinir sisteminde, Solunum sisteminde,
İmmün sistemde, Kardiyovasküler sistemde, Hormonal sistemde, Böbreklerde vs…
Değişiklikler Beslenme durumunu etkiler.
Kronik hastalıklar, İlaç-besin etkileşimi, Bağışıklık sistemi problemleri, Tat alma, koklama
duyularında azalma, tükürük salgısında azalma, mide boşalma hızında yavaşlama vs.,
Çiğneme yutma problemleri, Gastrointestinal sistem bozuklukları, Diş kayıpları, Görme
kayıpları, Sosyoekonomik nedenler
Psikolojik Nedenler; Stresli yaşam, Bireysel farklılıklar, Depresyon, Demans, Yalnız
yaşamak, Yalnız yemek
50-59 yaşına kadar vücut ağırlığında artış, sonrası 20 yıl için düşüş eğilimi gösterir.
Son altı aylık zaman diliminde 4.5-5 kg istem dışı ağırlık kaybı veya kazanımı kötü
beslenmenin bir göstergesidir.
SARKOPENİ; Kas ve Kuvvet kaybı, (Doğal biyolojik nedenler, fiziksel aktivitenin
azalması, kronik beslenme problemleri)
YAĞ KÜTLESİ; Yağ kütlesi ve viseral yağ artarken, yağsız kas kütlesi azalır. (Kas lifleri,
büyüme hormonu, testesteron miktarının azalmasına bağlı olarak). 25 yaşında %25 iken 75
yaşında %41 olur. Otuzlu yaşlarda başlayan kas kütlesi kaybı genellikle yaşam boyunca
devam eder.
Yağ kütlesi fazlalığı: Kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet, safra kesesi taşları,
osteoartrit, kanser riskini arttırıyor.
Kemik kalsiyum düzeylerinde azalma
Kırklı yaşlarda başlayan kemik yoğunluğunda azalma,
Kadınlarda her on yılda yaklaşık %10,
Erkeklerde ise %5 oranında görülmektedir.
Seksen yaşına gelindiğinde kadınlarda total kemik dokusunun %30-40’ı
kaybedilmektedir.
Kemik dokusunda yapısal bozulma sonucu kırık riskinde artış
Dehidrasyon problemleri-Su dengesinde bozulma (plazma renin aktivitesi ve
aldosteron salınımında azalma, plazma ADH ya da arginin-vazopressin
düzeylerinde artış)
Vücut yağ oranının artması ve kas kütlesinin azalmasıyla vücuttaki su oranı azalır,
Böbrek kütlesinde ve fonksiyonunda azalma
Böbreğin idrarı konsantre etme yeteneğinin azalması
Suyun geri emilememesi gibi ürolojik sistem değişiklikleri ile dehidratasyon
riskinde artış
Dilde papillalardaki azalma ile yiyeceklerin tadını almada azalma (Yetmiş
yaşındaki birey gençliğindeki tat hücre sayısının ancak üçte ikisine sahiptir)
65 yaş üzerindeki bireylerin yaklaşık %25’i dil ve ağız boşluğunda yer alan tat
hücrelerinin fonksiyon ve sayısındaki azalmaya bağlı olarak 4 temel tattan (acı,
tuzlu, tatlı, ekşi) bir ya da daha fazlasını tanımlayamaz.
Öncelikle kaybolan tat alma cisimcikleri tatlı ve tuzlu hissini algılayanlardır.
Acı ve ekşi hissi için olan cisimcikler daha sonra kaybolmaktadırlar.
Midenin boşalma hızı yavaşlamaktadır. Bazı çalışmalara göre, midedeki yemeklerin
yarıya iniş süresi gençlerde 50 dk iken yaşlılarda 123 dk’ya çıkmaktadır. Bu
nedenle uzun süreli tokluk hissi ve daha az besin tüketilerek yetersiz beslenme riski
oluşmaktadır
Bazı besin ögelerinin emilimi azalır (kalsiyum, demir, folat, B12 vitamini, çinko
gibi). Asit salgısının azalması doğrudan mide motilitesini etkiler, mide
boşalmasında yavaşlama olur
İnce bağırsaktaki değişiklikler sonucunda besin ögelerinin vücutta kullanımı azalır.
Yaşlılıkta kalın bağırsak ve kolondaki motilitenin azalması nedeniyle konstipasyon
yaygın olarak görülür
Laktaz seviyesi azaldığından birçok yaşlıda süt ürünlerine karşı intolerans gelişir
Kalp Damar Hastalıkları, Kolestrol, Diyabet (Şeker Hastalığı), Hipertansiyon gibi
hastalıklar,
OBEZİTE
Hareketsiz yaşamın ve doğru beslenmemenin bir sonucu olarak çağımızda Obezite’de artış
olduğu belirtildi. Obezitede Enerji alımı ve enerji harcama dengesi bozulur. Kas ve iskelet
sorunları başlar. Diyetler kişiye özel ve sürdürülebilir olmalıdır. İnternet, sosyal medya ve
kulaktan kulağa paylaşımlar BİLGİ KİRLİLİĞİne neden olmaktadır.
Mucize besin öğesi, mucize ürün, mucize beslenme programı diye bir şey yoktur. Kişiye
özel beslenme planı ve hedefler bireysel olmalıdır.
BESİN TÜKETİMİNİ&BESLENME DURUMUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Beslenme Planlanırken: BİREYİN; Cinsiyeti, yaşı, boy ve ağırlığı, Mesleği, Günlük
fiziksel aktivitesi, Sağlık durumu, Vücut yağ yüzdesi, Beslenme bilgi düzeyi, Beslenme
alışkanlıkları, Sosyal ve ekonomik koşullar
Beslenme durumunun saptanması ayrıntılı bir süreçtir. Bunun için besin tüketim kaydı,
biyokimyasal veriler, antropometrik ölçümler değerlendirilmektedir.
GENEL ÖNERİLER
Yenilebilen ve yenildiğinde yaşam için gerekli besin ögelerini sağlayan bitki ve
hayvan dokuları “BESiN” olarak tanımlanır.
Her çeşit besinin bileşiminde değişik miktarlarda ‘besin öğesi’ denilen kimyasal
moleküller bulunur.
İnsanın büyüme, gelişme ve sağlıklı olarak yaşamını devam ettirebilmesi için 50
den fazla türde besin öğesine ihtiyacı vardır.
SAĞLIKLI BİREYLER İÇİN GENEL ÖNERİLER
(DİYET BİREYE ÖZGÜDÜR)
Yetişkinlerde Sağlıklı Beslenme Hedefi
Sağlığı korumak, iyileştirmek, geliştirmek
Kronik hastalıkları önlemek-tedaviye destek
Fiziksel olarak iyi hissetmek, daha enerjik olmak
Bağışıklık sisteminin güçlü olmasını sağlamak
Bilişsel performansın sürdürülmesini sağlamak
Yaş kemale erdi, bundan sonra bizden geçti….. demeyelim, aktif yaşam önemli.
Toktaş, egzersizin yaşlılar üzerindeki etkilerini şöyle sıraladı:
Kas kütlesinde ve kuvvetinde artış
Vücut yağ miktarında azalma
Ağırlık kaybetme
Denge ve düşme üzerine yararlar
Mental zindelik sağlar
Ağrının azalmasına yardımcı olur
Kırık riskini azaltır
Obezite, diyabet, hipertansiyon ve hiperlipidemi gibi kronik hastalıklar üzerinde
olumlu etki
Kişinin bağımsızlığının artmasına ve fonksiyonel engelliliğin azalmasına yardımcı
olur
Yaşam süresini uzatır
Depresif semptomları, hatta depresyon gelişimi riskini azaltır.
Dr. Dr. Neşe Toktaş, sunumun ardından katılımcıların sorularını da yanıtladı. Emekliler
Meclisi Başkanı Mustafa Cengiz, Dr. Neşe Toktaş’a teşekkür etti.