KENT İÇİN ORTAK PROJE ÜRETMEK:KENT MÜZESİ ve KARAALİOĞLU PARKI

Yayınlama: 29.01.2023
Düzenleme: 29.01.2023 20:49
505
A+
A-

Öncelikle kısa süre önce yayın hayatına başlayan ve Antalya’da çağdaş gazeteciliğin önemli aktörlerinden birisi olacağına inandığım Haber Portakal’a gönülden başarılar diliyorum. Kente sevdalı, çevreye ve tarihe saygılı, emekten yana olan ve tüm siyasi aktörlere aynı mesafede bulunan böyle bir kadroyla yayın yapıyorsanız başarılı olma şansının yüksek olduğuna inanıyorum.  

Sevgili Yusuf Yavuz’un kısa süre önce gündeme getirdiği, daha sonra Kent Konseyi Çevre Grubunun açıklamaları ve Sayın Ferdi Sarıtaş’ın makalesine göre Karaalioğlu Parkı’nda başlayan kaçak yapılar şimdilik durmuş görünüyor. Ancak B. Ecevit Kültür Merkezi’ndeki inşaatlar ise hızla devam ediyor. Değerli yazarların açıklamaları Karaalioğlu Parkının geçmişi ve önemini bizlere bir kere daha hatırlattı. Karaalioğlu Parkı bir başka açıdan da Antalyalılar için önem taşımaktadır. 1998 yılında başlayan, Antalyalıların kendisini anlatacak Kent Müzesi için bu alan seçilmiştir. Mevcut doğal kültürel ve tarihi değerleri korunarak ve bir müzeden çok “kültürel yaşam alanı” şeklinde tasarlanan projenin dikkat çeken diğer yönü ise “kamu-yerel-sivil işbirliği” ne dayalı bir çalışma olmasıdır. Karaalioğlu Parkı gündemdeyken burada yapılmak istenen müzenin 25 yıllık sürecini ve neden bu alanın bir kısmına müze yapılmak istendiğini sizlerle paylaşmak istiyorum.

*Antalya Belediyesi’nin 1993 yılında Büyükşehir statüsü kazanmasıyla o tarihe kadar kullandığı Halkevi Binası ve ek binalar ihtiyaca yetmediği için Sn. Bekir Kumbul döneminde yeni bir hizmet binası yapımına karar verilmiştir.  Mevcut kapalı spor salonunun yıkılmasıyla oluşacak alan ile koruma altına alınmış olan, Halkevi, Eski Ziraat Evi, Böcekçilik Enstitüsü ve Eski Nikah Salonunun bulunduğu yer proje alanı olarak kabul edilmiştir. 2002 yılında hizmet binasıyla birlikte, Karaalioğlu Parkı’nın tamamını da içine alan ulusal mimarlık yarışmasıyla proje elde edilmiştir. Hüseyin & Nurbin Kahvecioğlu’nun birinci olduğu yarışmada bu projeye birincilik ödülü verilmesinin önemli gerekçelerinden birisi de tarihi özelliği olmamasına rağmen kent hafızasında yer etmiş olan spor salonunun strüktürünün korunmuş olmasıdır. Projenin park düzenlemesi Sn. Kumbul zamanında tamamlanmıştır. Aynı dönemde Sn. Kumbul, Kent Konseyi ve Kent Müzesi Derneği’nin talebiyle Kent Müzesi çalışmalarını başlatmış, Haşim İşcan Mahallesinde bulunan Belediye’ye ait tarihi binayı müze için tahsis etmiştir.

*2004 yılında yönetimin değişmesi ile birlikte Kent Müzesi çalışmalarına hız verilmiştir. Sn. Menderes’in Türk Tarih Vakfı ile yapmış olduğu protokol ile arşiv çalışmaları başlamış, Danışma kurulu oluşturulmuştur. O tarihlerde Büyükşehir Belediyesi yasasının değişmesiyle geçen dönem projesi yapılan hizmet binasının küçük geleceği anlaşıldığından yarışma projesinin tadilatıyla alanın Kent Müzesi dönüştürülmesi kararlaştırılmıştır. Uygulama projeleri tamamlanmıştır. Ancak uygulama başlamadan yapılan yeni belediye seçimlerinde Sn. Türel yerine Sn. Mustafa Akaydın seçilmiştir.

*Sn. Akaydın döneminde Bellek Merkezi’nin çalışmalarına ağırlık verildiği görülmektedir. Çok sayıda yayın, sergi ve söyleşilerle geçen süreçte müzenin ilk,yeni ve tek yapısı olan eski Nikah Salonu yerine yapılacak ve içinde Çağlar Buyunca Antalya’da Aile ve Evlilik Tarihi Sergisi ile Antalya Mutfak Kültürü Sergisi binası Bülent Ecevit Kültür Merkezi adıyla tamamlanmıştır. Projesinde hiçbir değişiklik yapılmadan yapılan yapı uzun süre nikah salonu işlevini de yerine getirmiştir.

*Sn. Türel ikinci döneminde müze çalışmalarına devam edeceğini ve çalışmalarını Antalya Kent Konseyi ile yapacağını açıklamıştır. Kent Konseyi tarafından hazırlanan “İşlev-İlke ve Amaçlar Belgesi” doğrultusunda oluşturulan Yönetim kurulu ile çalışmalar dört yıl devam etmiştir. 2006 yılında kurulan ve kentteki ilgili meslek odaları, dernekler ve bilim insanlarından oluşan Danışma Kurulu’da çalışmalarda aktif olarak görev almıştır. Bu süreçte müzede yer alacak; “Karain’den Günümüze Antalya ve Antalyalılar Sergisi , Çağlar Buyunca Antalya’da Aile ve Evlilik Tarihi Sergisi , Antalya Mutfak Kültürü Sergisi, Antalya’nın Doğası Sergisi, Yerel Yönetimler Tarihi Sergisi” ne ait senaryolar tamamlanmış, eski stadyumun olduğu yerden yapım işleri tekrar başlamıştır.(Eski bina çürük olması nedeniyle yıkılmış, bugünkü tribünler yapılmıştır.) Müzeye ait iç mimarlık uygulama projeleri tamamlanmış, koruma altında olan Ziraat Binası ve İpek Böcekçiliği Binası’nın restorasyonu tamamlanmıştır. Müzenin ana binası olacak Kapalı Spor Salonu Gençlik ve Spor Bakanlığı’yla (başka yerde yeni salon yapılmak kaydıyla) anlaşılarak Belediye tarafından devir alınmış ve inşaatına başlanmıştır. Ancak Sn. Türel’in yapıları tamamlamaya süresi yetmemiş ve yeni seçimlerle görevi Sn. Böcek almıştır.

Sn. Böcek’in göreve başlamasından kısa süre sonra Başkan Danışmanı Kapalı Spor Salonu’nun müze olmasından vazgeçildiğini burasının  tekrar spor salonu olarak yapılacağını açıklamıştır. Bakanlıkla yapılan anlaşma sonrası salonun yıkılmasına, alanın imar planında müze binası olarak Koruma Kurulundan geçmiş ve belediyeden onaylanmış olmasına rağmen Sn. Böcek’te ısrarla salonun tekrar yapılacağını dile getirmiş gerekçe olarak önce yeterli mali kaynağı olmadığını daha sonrada seçim öncesi salonun tekrar yapılacağına dair söz verdiğini ve müzenin diğer kısımlarının yapılacağını açıklamıştır. Zaman göstermiştir ki sorun para değildir. Parası olamayan belediye aynı dönemde asli görevi olmadığı halde üstelik siyasi açıdan Türkiye’nin en güçlü rektörün bulunduğu zamanda üniversite içine 55.000 m2. kapalı otopark yapabilecek parayı bulabilmektedir. Ya da Falezler üzerinden Kaleiçi’ne inecek teleferik yapmayı hayal edebilmektedir. Ne yazık ki seçmenine söz verdiği salonu da yapma şansının olmadığı ve şu andaki absürt haliyle kalacağını tüm uyarılara rağmen geç anlamıştır. Aylardır etrafı tahta perdelerle kapanmış B. Ecevit Kültür Merkezi’nin ise inşaat alanına asılı tabelaya göre yenilenmediği birilerine teslim edildiği ve çok farklı şekilde kullanılacağı bellidir. Üstelik yapı yasağı olan alanda hızla devam eden kaçak inşaatlarla birlikte.

Karaalioğlu Parkı, Cumhuriyet Antalya’sının ilk açık mekân düzenlemelerinden birisidir. Alanın içinde simge haline gelmiş tarihi yapılar olduğu gibi çevresinde Hıdırlık Kulesi ve Atatürk Evi bulunmaktadır. Doğal sit alanıdır. Tarihi Liman ve Kaleiçi ile bütünleşmiştir. Kentli bu alana en fazla Balbey-Haşim İşcan kültürel miras alanlarının oluştuğu akstan ulaşmaktadır. Yani burası tam bir “tarih-doğa-kültür noktası”dır. Onun için Kent Müzesi olarak seçilmiştir. Yirmi beş yıl süreyle farklı siyasi görüşlerde olsa da, Sn. Kumbul, Sn. Menderes ve Sn. Akaydın Kent Müzesi için öncü olmuşlar ve projeye sahip çıkmışlardır. Sn. Böcek şu anda Antalya’da yönetimde bulunan siyasetçilerin en deneyimlisidir.  Birçok ülkede bulunmayan böylesi özel bir alanda tasarlanmış ve sona yaklaşmış bir projeyi hayata geçirmek varken neden iptal ettiğinin, bırakın iptalini kendisinden sonra geri dönülemeyecek hale getirilmesinin gerekçesini Antalyalılarla paylaşmalıdır.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

five × 1 =

Ziyaretçi Yorumları - 2 Yorum
  1. Yavuz Ali Sakarya dedi ki:

    Antalya Kent Konseyi çalışma grupları olarak dünya çağında örnek bir uygulama olacak bu projenin tek bir metrekaresine bile dokunulmadan, alana gereksiz yüklemeler yapılmadan iddialı bir proje olan Kent müzesi projesinin aynen uygulanmasını Antalya halkı olarak istiyoruz. Hele spor salonu bahane edilerek bu projenin yavaşlatılmasını, vazgeçilmiş görüntü verilmesini hiç istemiyoruz. Projenin eninde sonunda tamamlanacağını, yapanların şükranla anılacağını, engelleyenler için hayır dua okunmayacağını bilelim. Antalya’ya yakışanı yapalım. Orası dünyanın en büyük kent müzesi olarak taçlandırılmalıdır. Biterse oteller bölgesinden kent merkezine turist akışına da olumlu katkı yapacağı kesindir. Projeye kıymayalım. Projenin arkasında duralım. Açıklama için duyarlı mimar recep beye teşekkür ederiz.

  2. Galip Büyükyıldırım dedi ki:

    Bern yıllardır Karaalioğlu Parkı’na gitmek istemiyorum, gitmeye korkuyorum, çünkü gördüğüm olumsuzluklar karşısında günlerce moralim bozuk dolaşıyorum. Deniz görüntüsünü kapatan şişme lunaparklar, yanından gelip geçen motosikletler arabalar,her yere sıvanan betonlar… Benim çocukluğumda buraya bisiklet girmesi bile yasaktı, Park Müdürü Hilmi Bey bisikletimi elimden almış, depoya koymuştu; babam geri alabildi. Karaalioğlu parkı Antalya’nın geçmişten günümüze denize, Beydağlarına uzanan seyir yeridir, sevinç, övünç alanıdır, bütün Türkiye’ye dünyaya mal olmuştur. Bu kentin yöneticileri burada bir yere bir kazma vururken, kova beton dökerken bin kez düşünmek zorundadırlar. Konuyu bu günlerde gündeme getir,einler ve son olarak buranın aynı zamanda tarihi bir alan olarak korunması gereğini vurgulayan Recep Esengil dostumuz sağolsunlar.