Gıda Mühendisleri Odası (GMO) Antalya Şube Başkanı Ali Manavoğlu, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü münasebetiyle açıklamalarda bulundu. Manavoğlu, “İnsan Hakları Bildirgesi’nde belirtilen hakları aşındıran çok ciddi bir gıda krizi içindeyiz” dedi. TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Antalya Şube Yönetim Kurulu Başkanı Ali Manavoğlu, ülkemizin insan haklarına yönelik ağır ihlallerin yapıldığı bir süreçten geçtiğine dikkat çekerek, “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 1948’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edildiği gün olan 10 Aralık tarihi, Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanıyor. Ülkemiz insan haklarına yönelik ağır ihlallerin yapıldığı bir süreçten geçiyor. Adil yargılanma hakkı, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı ve ayrımcılıktan korunma hakkı gibi en temel hakların dahi yoğun biçimde ihlal edildiği bir dönemdeyiz. 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü vesilesiyle, Gıda Mühendisleri Odası olarak çok önemli gördüğümüz ve çözülmemesi durumunda telafisi imkânsız hak kayıplarına yol açacak bir sorunu dile getirmek istiyoruz. İnsan Hakları Bildirgesi’nin 25. Maddesinin 1. Fıkrasında “Herkesin kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyim, konut ve tıbbi bakım hakkı vardır. Herkes, işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ve kendi iradesi dışındaki koşullardan doğan geçim sıkıntısı durumunda güvenlik hakkına sahiptir” ifadesi yer alıyor. Aynı maddenin 2. Fıkrasında ise “Anaların ve çocukların özel bakım ve yardım görme hakları vardır. Bütün çocuklar, evlilik içi veya evlilik dışı doğmuş olsunlar, aynı sosyal güvenceden yararlanırlar” ifadesi yer almaktadır. Bu ifadelerde belirtilen hakları aşındıran çok ciddi bir gıda krizi içindeyiz” dedi.
‘Açlık ve yetersiz beslenme’
Son bir yıl içinde çeşitli gıda ürünlerinin fiyatlarında 2-4 katı aralığında artış olduğuna dikkat çeken Manavoğlu, “Bu durum yoksul ve güvencesiz kesimlerin sağlıklı beslenmesini imkânsız kılacak bir noktaya gelmiştir. Önümüzdeki yıllarda açlık ve yetersiz beslenmeye bağlı sağlık sorunları yaşayan kişi sayısında ciddi artışlar olacağı bilinmelidir. Gıda krizinden en çok ve kalıcı şekilde etkilenen kesim ise çocuklardır. 2021 yılı istatistiklerine göre Türkiye’de 18 yaş altı yaklaşık 23 milyon çocuk var. Sıfır ile dört yaş aralığındaki çocuk sayısı ise yaklaşık 6 milyon civarındadır. Çocuklar anne karnında oldukları dönemden başlayarak hızla gelişen beyinleri, hastalıklara karşı savunmasızlıkları, olumsuz etkilerden kaçınma ya da bu etkilere uyum sağlama konusundaki sınırlı kapasiteleri nedeniyle gıda krizinden yetişkinlere kıyasla daha ağır bir şekilde etkileniyor. Gıda krizini çözmeye yönelik adımların atılmaması, açlık ve yetersiz beslenme sorunu yaşayan çocukların bütün hayatlarını etkileyecek fiziksel ve zihinsel sağlık sorunlarına yol açacaktır. Bu durumu çocuk sağlığına yönelik bir şiddet, insan haklarının, çocuk haklarının ihlali olarak görmek gerekir. İçinde olduğumuz gıda krizi kısa vadede geçici değil. Mevcut koşullarda en önemli kamusal meselemiz çocukların sağlıklı beslenmesini sağlamak olmalıdır. Bu mesele çözülebilir ve çözülmesi gereken bir meseledir” diye konuştu.
Çocuklara beslenme desteği‘
Yetersiz beslenme ve açlık sorunu yaşayan kesimlere yönelik bir kamusal destek-dayanışma programını acilen uygulamaya koymak gerekiyor’ diyen Manavoğlu, “Bu bir siyasal tercih değil bir zorunluluk olarak görülmelidir. Beslenme sorunu yaşayan, ihtiyaç içindeki ailelerin belirlenmesi ve bu ailelere acilen destek sağlanması çok önem taşıyor. Buna ek olarak okul çağındaki çocuklara günde en az bir öğün yemek ücretsiz olarak sağlanmalıdır. Çocuklara beslenme desteği sunulmasında sadece okula giden çocuklar değil, okul öncesi çağda olan çocuklar da dikkate alınmalı. Okul öncesi çağdaki çocuklar sağlıksız beslenmenin doğurduğu sorunlara en hassas kesimdir. Bir çocuğun anne karnında geçirdiği dönem ile doğum sonrası iki yaşını kapsayan ilk 1000 gün içinde sağlıklı beslenmesi fiziksel ve zihinsel gelişiminde çok büyük bir önem taşıyor. Elbette, sağlıksız beslenmenin doğuracağı sorunlar sadece bu yaş grubu için değil tüm yaş gruplarındaki çocuklar için geçerlidir. Çocukların sağlığı her yaş döneminde korunmalıdır. Bu konuda elde mevcut her türlü imkân seferber edilmelidir. Bugün çocukların yeterli, dengeli, sağlıklı ve güvenli beslenmeleri için harcanmayan her bütçenin kat be kat fazlası yarın sağlık harcamaları için kullanılacaktır. Dolayısıyla bir program çerçevesinde ve devamlılığı gözeterek beslenme desteği çalışmaları yürütmek gerekiyor. Yapılacak tüm çalışmalarda gıda güvenliğini sağlamaya yönelik önlemler de titizlikle alınmalıdır. Sağlıklı beslenmeyi herkes, iyi bir hayatı tüm çocuklar için mümkün kılan bir toplumsal düzen oluşturmak olanaklıdır. Biz gıda mühendisleri olarak bu konuda her türlü desteğe hazır olduğumuzu kamuoyuna saygıyla duyururuz” dedi.