DEPREMİN GÖLGESİNDE SEÇİME GİDERKEN
Türkiye, 14 Mayıs seçimlerine giderken depremin vurmuş olduğu şehirlerde oy dağılımının nasıl olacağı merak konusu. Özellikle, Hatay’ın, Antakya ve Defne ilçeleri terk edilmiş bir şehir görüntüsü veriyor. Yıkılan binaların kaldırılmasının ardından enkaz kaldırma çalışmaları durmuş, ağır hasarlı binaların yıkımına henüz başlanmamış. Büyük moloz yığınları halen ortalıkta duruyor. Hatay’da seçimlere ilişkin tek işaretse siyasi parti liderlerinin depremin vurduğu sokaklarda billboardlara verdiği ilanlar.
Bölgede yaşayan depremzedelerin gündemi ise seçim değil, zorlu yaşam koşulları ve geleceklerinin ne olacağı. Hava sıcaklığının artmasıyla birlikte, halen çadır yaşamı süren depremzedelerin en temel sorunları; su ve elektrik yokluğu, hijyen malzemelerinin temin edilememesi, haşere istilası, yazlık kıyafet, çadırların aşırı derecede ısınması. Eğitim çalışmalarındaki aksaklıklar, çocukların yeterli eğitimi alamadıkları için geride kalmış olduğunu gösteriyor. Depremzedeler, artık seçimin ön planda olduğunu, bölgenin unutulduğunu ifade ediyorlar. Siyasi parti temsilcilerinin seçim için dahi olsa gelmediklerinin farkındalar. Kentte yaşayan halk kızgın, öfkeli ve kırgın. Yaşadıklarının acısını sadece kendilerinin bildiğini, asla unutamayacaklarını ve çaresizlik içinde beklediklerini söylüyorlar. Verilen sözler ise inandırıcı gelmiyor.
Seçimi etkileyecek en önemli etken ise; yaklaşık 700 bin Hataylının başka kentlere göç etmesi ve seçimde nasıl oy kullanacaklarının belli olmaması. Hatay Havaalanı kapalı, kentte konaklayacak hiçbir yer yok. Otobüs firmaları ise seçim tarihine yakın yoğun bir hareketliliğin olmadığını söylüyorlar. Gelebilecek olanlar ise kendi imkanları dahilinde oy kullanmak için kente dönecekler. Bu konuda belki de bilinçli olarak bir çalışma yapılmış değil. Nasıl sorunların çözümünde depremzedeler kendi kaderlerine terk edilmişlerse seçim içinde durum aynı gibi görünüyor.
Depremzedeler, 14 Mayıs’ta, yaşadıkları acıyı, öfkelerini ve kırgınlıklarını sandığa nasıl yansıtacaklar, hep birlikte göreceğiz. 21 yıllık iktidara yeter mi diyecekler; yeni umutlarla gelen muhalefeti iktidara mı taşıyacaklar?